- Haberler
- Dünya Hentbolu
- “En mükemmel Avrupa Şampiyonası izledik”
“En mükemmel Avrupa Şampiyonası izledik”
Eurosport – Dsmart Yorumcusu ve Socrates Dergisi Editörü Ozan Can Sülüm, Hentbol Erkekler Avrupa Şampiyonasını [EHF EURO 2020) Hentbolhaber.Net’e değerlendirdi.
Finalist: İspanya
Üçüncü: Norveç
Dördüncü: Almanya
Gol kralı: Mikkel Hansen
MVP: Sander sagosen
Sürpriz: Portekiz
Hayalkırıklığı: Slovenya
Dikkat edilesi genç oyuncular: Luis Frade (POR), Elohim Prandi (FRA), Valter Chrintz (İSV), Haukur Thrastarsson (IZL), Sergey Kosorotov (RUS), Alex Blonz (NOR)
Turnuva öncesinde Socrates Almanya için yaptığım tahminler böyleydi. Bazıları tam beklediğim gibi çıkarken, bazılarının kafamdakiyle uzaktan yakından alakası olmadı. Son yılların en keyifli, en sürpriz dolu, en sert, en atletik, en iyi atmosfere sahip, kısacası en mükemmel büyük şampiyonası izledik hentbolda.
Önce turnuvanın en büyük hayal kırıklığıyla başlamak gerek. Fransa kabuk değiştiren ve “Les Experts”in yerini yenileriyle doldurmaya başlayan kadrosuyla bocalama yaşayacaktı. Bunun herkes farkındaydı. Özellikle 2018’de gelen dünya şampiyonluğunun hem iç sahada yapılması, hem de çekirden kadronun tam dağılmamış olması sebebiyle gümbür gümbür geldiği açıktı ve Didier Dinart için esas testin bu şampiyona olmasını bekliyordu herkes. Önce Nedim Remili’nin bilek sakatlığı sonrası çok uzun süre oynayamaması, tam turnuva öncesinde de takımın agresyon seviyesini belirleyen Luka Karabatiç’in sakatlanması kötüye işaretti. Evet, Fransa oyuncu havuzunda Remili’yi kullanamazsanız Mem var ya da Porte oynar diyebilirsiniz ama bu kadar kilit role sahip ve set hücumunun her bir anını ezberlemiş oyunculardan herhangi birini denklemden çıkardığınızda işler pek de öyle ilerlemiyor. Tam da böyle oldu. Fransa benim sürpriz yapmasını beklediğim Portekiz’e kaybetti. Zaten Portekiz’e kaybedilen maçta gösterilen performans bana Fransa’nın gruptan direkt olarak çıkamayacağını gösterdi. Norveç’i o oyunla yenme ihtimalleri sıfıra yakındı, keza öyle de oldu. İkinci maçta tarihi bir hezimetle gruptan elendi Fransızlar. Set hücumlarında sıfıra yakın harmoni, Dinart’ın kritik anlarda Nikola Karabatiç’i yanında oturtma ısrarı, Porte’un devreye sokulmaması, kalecilerin kötü performansı ve son olarak bu sezon Avrupa liglerinin en gözde genç oyuncusu olan Elohim Prandi’ye hemen hemen hiç süre vermemesi o beklenen kıvılcımın iki maçta da hiç çakmamasına sebebiyet verdi. Avrupa Şampiyonaları olimpiyat yıllarındadır. Fransa olimpik yıllardaki Avrupa Şampiyonaları göz önüne alındığında bir kürsü hariç hem 6. sıra ve altında bitirmiş. Fakat bu kez 14. olarak skandal ötesi bir performansa imza attılar. Dinart yüksek ihtimalle Gillaume Gille’e bırakacak koltuğunu ve Tokyo öncesi toparlanabilecekler mi bu hezimet sonrası, göreceğiz.
Bir paragraf da Danimarka’ya açılmalı. Şampiyon olmasını beklediğim takımın 13. bitirmesine şaşırmadım desem kendimle çelişmiş olacağım, fakat öyle. Bunun birkaç tane sebebi var. Hücumda Rasmus Lauge Schmidt ve Mikkel Hansen’in sürekli çakışması. Top ve alan paylaşımı konusunda birbirlerinin üstüne çıktılar ve ikisi de turnuvayı %65’in altında kapatarak ne kadar idealin uzağında şutlar attıklarını gösterdiler. Biraz Mikkel Hansen bağımlılığı da denebilir buna. İkinci sebep Magnus Landin’den verim alınamaması, son maça kadar oynayamaması. Avrupa’nın en formda savunmacı-kanadına forma verememek oldukça üzücüydü. Üçüncü sebep kanat şutları hariç yüzdelerin korkunç derecede düşük olması, 9 ve gerisinden atılan şutların pivota indirilen toplara tercih edilmesi. Son sebep ise bence Nikolaj Jacobsen’in birçok taktiğinin artık ezberlenmiş ve üzerine çalışılmış olması, pasifize edilmesi. Jacobsen’in de b planını hayata geçirmemesi veya a planına çok fazla güvenmesi. Hatırlayın, 2018’deki şampiyonada Danimarka sürpriz bir şekilde Çekya’ya kaybetmiş, sonraki maçında Jacobsen skoru düşük tutup, savunmayı sertleştirip sonrasında şampiyonluğa gidecek İspanya’yı 25-22 yenerek gruptan çıkmıştı. Yani aynı senaryo, farklı yaklaşım.
Turnuva’nın beklenti üstü performan çıkaran üç takımı var. En başa Hırvatistan’ı yazmak lazım. 10 yıl öncesine dönen bir Domagoj Duvnjak – HSV’ye transfer olduğunda 2.5 milyon euro’luk bonservis bedeli ve 1.1 milyon euro’luk yıllık maaşıyla herkesi şoke etmişti – taşıdı Hırvatistan’ı. Hırvat hentbolunun en büyük sorunu hep istikrar oldu. RK Zagreb’in kadrosu hep iyidir, fakat yönetim, taraftar ve antrenör üçlüsü atışır, sezon bir anda ölür. Lino Cervar ise RK Zagreb’deki felaket tecrübesinden sonra kendine gelip, takımı tam anlamıyla yeniden başlattı. Aslında, başarısız olduğu için kovulduğu Zagreb’ten altı oyuncuyla bu takımda başarılı olması esas sorunun kimde olduğunu gösterir gibi tabii ama, siz bilirsiniz. Ana kadrodaki oyunculardan 100 dakikanın altında süre alan kimse yok, rotasyonu sonuna kadar kullandı, oyun kurucularını serbest bıraktı, kupayı isteyen bir Duvnjak’a da denk gelince Cervar 2018 Akdeniz şampiyonluğu sonrası Avrupa ikinciliğine uzandı. Bu kadroda sakatlık yaşanmazsa Tokyo’da en büyük madalya adaylarından olmaya devam edecekler.
Slovenya ise benim tüm beklentilerimi terse yatırdı. Özellikle Stas Skube’nin kadroya alınmaması sonrasında hücumda tıkanmasını bekliyordum Slovenlerin ama Miha Zarabec, Blaz Janc ve Jure Dolenec hücumda, Mackovsek-Blagotinsek duvarı da savunmada olağanüstü performans çıkardılar. Şunu not olarak iletmem gerek, son dönemin en kötü Polonya’sı, Andy Schmitt dışında gezmeye gelen bir İsviçre ve felaket oynayan bir İsveç’e denk gelmeleri, gruptan lider çıkmaları ve sonrasında ikinci grupta kendilerinden daha kötü iki takımı yenerek madalya maçı oynamaları müthiş bir kura şansı, fakat Veszprem’de hakkı yenen Ljubomir Vranjes’in iyi bir turnuvaya da ihtiyacı vardı.
Ve Portekiz. Yayınlarda da bahsetmiştim, Porto, Sporting ve Benfica’nın hentbol yatırımları önce Avrupa kupalarında, sonra altı oyuncusu bu turnuvada oynayan U21 Portekiz takımında, ardından da Fransa’yı eleyen Portekiz milli takımında Euro 2020’de yankılarını buldu. Luis Frade başta olmak üzere, ilerleyen dönemde Hollanda Kadın Milli Hentbol Takımı veya Norveç Erkek Milli Hentbol Takımı gibi çok başka bir gelişim izleyeceğiz. Hazırlıklı olun.
Şampiyonu sona sakladım. İspanya İsveç’ten sonra ünvanını koruyan ikinci Avrupa şampiyonu oldu. En tecrübeli takım onlara aitti, Viran Morros önderliğinde en iyi savunma yine onlara aitti, ikisinin de turnuvayı %33’lük kurtarış performansıyla bitirmesine bakacak olursak, en iyi kaleci performansı onlara aitti, solaklarından buldukları 95 golle (Maqueda-Alex-Gomez) en iyi sağ taraf performansı onlara aitti, Maqueda ve Alex’i çakıştırmadan oynatarak ikisinden de inanılmaz verim alan Jordi Ribera ile, en iyi hoca performansı da onlara aitti. İspanya bağıra bağıra şampiyon oldu.
Şampiyonlar Ligi’ndeki 40 gole yakın galibiyetler ve şampiyonluklar sonrasında, Avrupa hentbolunda son iki Avrupa Şampiyonası’nı yine savunmalar kazanmaya başladı. Skorun maç, savunmanınsa yeniden şampiyonluk almaya başladığı dönemde işin taktik kısmıysa an itibariyle tamamen İspanyol hocalarda. Geçen sezon EHF F4’un tüm hocaları İspanyol’du. Şu anda Avrupa Şampiyonu, Afrika şampiyonu ve finalisti, Güney Amerika şampiyonu ve finalisti, Şampiyonlar Ligi grup liderleri, Fransa, Macaristan, SEHA ve İspanya Ligi liderleri İspanyol hocalar. Tokyo’daki olimpiyatı kimin domine edebileceğini sanırım az çok anlayabiliriz.